Hepimiz az çok kendisini tanırız.
Özcan Işıklar’ın kafa yapısı olarak dinle, imanla, Fethullah’la, Sunullah'la FETÖ ile, hacı ile hoca ile çok fazla alakası yoktur.
Ancak "siyasi menfaat" ile çok alakası vardır.
Dikkat ettiyseniz; belediye başkanı olduktan sonra Fethullahçılar’la, Süleymancılar'la, hacılarla, hocalarla oldukça yakın ilişkiler kurmaya başlamıştı.
Peki niçin böyle olmuştu?
Yoksa tövbe istiğfar edip imana mı gelmişti?
Hayır…
Sadece CHP’li yani hükûmet muhalifi bir belediye başkanı olması sebebiyle geçireceği denetim ve soruşturmalar sırasında korunarak kollanabilmek amacıyla; o günlerde siyasi iktidara yakın olan başta Fethullahçılar olmak üzere çeşitli cemaatlerle iyi ilişkiler kurmak için özel bir gayret sarf etmişti.
En yakın olduğu cemaat de o dönemdeki adıyla Fethullah Gülen Cemaati’ydi.
Ancak bu yakınlaşma konusunda işin dozunu iyi ayarlayamayan Işıklar çok fena duvara tosladı.
Bu nedenle “FETÖ’ye üye olmadan yardım ve yataklık ettiği” iddiası ile çok ciddi bir soruşturma geçiriyor.
Bu soruşturmayla ilgili haber yapan gazetecilere de sosyal medya hesabı üzerinden hakaretler yağdırıyor.
Sevgili Silivrililer,
Şimdi hepinizin huzurunda Silivri gündemini takip eden okuyucularıma soruyorum:
Özcan Işıklar, 2009 yılında belediye başkanı olduktan sonra bu cemaatin Silivri’de önde gelen isimleriyle birlikte bir kere iki kere de değil; defalarca yurtdışı gezilerine çıkmadı mı?
Bu gezilerde özellikle Türki cumhuriyetlerdeki cemaat okullarını ziyaret etmedi mi?
Silivri’ye döndükten sonra bu okulları ballandıra ballandıra anlatmadı mı?
Yine cemaatin Silivri’deki tanınan bilinen ve bir bölümü şu anda FETÖ’den tutuklu olan isimlerin işyerlerinin açılışlara katılarak bu isimlerle birlikte sarmaş dolaş mutlu mesut bir şekilde objektiflere poz vermedi mi?
Hatta bu isimlerden bir tanesinin İstanbul’daki kuyumcu dükkanının açılışına “kendi gazetesi” olarak bilinen Hürhaber’in kağıt üzerindeki sahibi Sevginar Sali Uygun’u da konforlu makam minibüsü ile götürmedi mi?
Daha sonra bu isimler Hürhaber’e çarşaf çarşaf ilan ve reklam vererek para akıtmadı mı?
Özcan Işıklar, 2012 yılı Ramazan ayında Avrasya İşadamları Derneği adlı bir derneğin yönetici ve üyelerini Silivri’ye davet ederek belediyenin sosyal tesislerinde düzenlediği iftar yemeğinde bu insanları SİAD yöneticileri ve Silivrili işadamları ile tanıştırmadı mı?
Daha sonra bu organizasyonu belediyenin resmi intertnet sitesinden övüne övüne yayınlamadı mı?
Avrasya İşadamları Derneği adlı bu dernek 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Bakanlar Kurulu tarafından "FETÖ ile ilişkili olduğu" gerekçesi doğrultusunda Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılmadı mı?
Özcan Işıklar, yine o dönem Silivri Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Cem Doğan adlı şahsın eşini Silivri Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nde işe almadı mı?
Cem Doğan adlı Cumhuriyet Savcısı daha sonra FETÖ üyesi olduğu iddiası ile HSYK tarafından meslekten ihraç edilmedi mi?
Özcan Işıklar, yanından hiç ayırmadığı meşhur belediye meclis üyesi arkadaşı Doruk Bulut ile birlikte Silivri’deki Fatih Koleji binasında “Kuru Fasulye Gecesi” ve “Maklube Gecesi” gibi isimler altında bazı akşamlar düzenlenen toplantılara katılmadı mı?
Bu yemeklere katılan başka kişiler savcılıkta “evet Özcan Işıklar da vardı” diye ifade vermedi mi?
Işıklar, yine o dönem arka arkaya Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde elinde güllerle boy göstermedi mi?
Yurtdışındaki cemaat okullarının koroları "Silivri Belediyesi’nin misafiri" olarak defalarca Silivri’ye gelerek konserler vermedi mi?
Bu konserlere Silivri Belediyesi ev sahipliği yapmadı mı?
Devam ediyorum...
FETÖ bağlantısı iddiası ile Bakanlar Kurulu tarafından KHK ile kapatılan Fatih Üniversitesi, hafta sonları Silivri Belediyesi merkez binasında yüksek lisans eğitimi vermedi mi?
Bu eğitim programının öğrencileri başta bizzat Özcan Işıklar olmak üzere çoğunluğunu Silivri Belediyesi’nin Işıklar’a yakınlığıyla bilinen personelinden oluşmadı mı?
Görüyor musunuz?
Işıklar'ın çalışmaları içerisinde nereye elinizi atsanız onlar fışkırıyor...
Yine devam ediyorum...
Özcan Işıklar o dönem çeşitli aralıklarla Zaman Gazetesi’nin Yenibosna’daki binasını ziyaret ederek Silivri Belediyesi’nin internet sitesinde halen kaçak durumunda olan gazete yöneticileri ile boy boy fotoğraflar yayımlamadı mı?
Yine o dönem cemaatin televizyonu olarak bilinen Samanyolu TV haberlerinde Özcan Işıklar’ın çalışmalarını (!) övgüyle tanıtan yayınlar yapılmadı mı?
Daha sonra başta Samanyolu TV olmak üzere cemaat ile bağlantılı olduğu öne sürülen kanallar Digiturk platfotmundan çıkartılınca ülke çapındaki cemaat mensupları tarafından başlatılan "Digiturk üyeliğimi sonlandırıyorum" kampanyasına destek vererek "ben de Digiturk üyeliğimi sonlandırıyorum" diye Zaman Gazetesi'ne ve diğer basın yayın organlarına beyanatlar vermedi mi?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bir yığın üst düzey yönetici bulunmasına rağmen o dönemin Genel Sekreter Yardımcısı Mevlüt Bulut kalkıp Silivri’ye gelerek Işıklar’ın TÜRAM adlı reklam kokan çalışmalarına destek vermedi mi?
Bu şahıs daha sonra FETÖ iddiaları nedeniyle görevinden istifa etmek durumunda kalmadı mı?
Bu istifanın hemen arkasından “Işıklar’ın gazetesi” olarak bilinen Hürhaber Gazetesi’nde Mevlüt Bulut’u öven bir yazı yayımlanmadı mı?
Bütün bunlar tesadüf mü?
FETÖ’nün yerel yönetimler ayağı olduğu iddiası ile gözaltına alınan Erkan Karaarslan adlı şahsın şirketinin Özcan Işıklar döneminde Silivri Belediyesi’ne de danışmanlık hizmeti verdiği ortaya çıkmadı mı?
Bu cemaatin Silivri’de önde gelen isimleri olarak bilinen ve bir bölümü FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla halen cezaevinde tutuklu bulunan bazı isimlerle bir evde buluşan Özcan Işıklar'ın orada yaptığı sohbet ve konuşmanın ses kaydı geçtiğimiz yıllarda basına sızmadı mı?
Bu ses kaydında bizzat Işıklar’ın “…bana düşen bir görev olursa hiç kimseden çekinmeden...” diye başlayan bir konuşma yaptığı soruşturma dosyalarına geçmedi mi?
Özcan Işıklar, 15 Temmuz 2016 sonrası belediyede toplantı yaptığı muhtarlara hitaben; “FETÖ’ye destek verenleri bize bildirin diye belediyeye resmi yazılar geliyor. Ben ispiyoncu değilim. Sakın siz de ispiyonculuk yapmayın” diyerek FETÖ’ye destek verenlerin zinhar bildirilmemesini ve korunmasını istemedi mi?
Bazı muhtarlar bu konuda tanık sıfatı ile ifade vermedi mi?
Bu konu soruşturma dosyalarına geçmedi mi?
Evet Sevgili Silivrililer,
Şimdi soruyorum size;
Bütün bunlar tesadüf (!) olabilir mi?
İsterseniz devam edelim.
Şimdi size başka bir bilgi veriyorum.
Özcan Işıklar’ın "FETÖ’ye üye olmadan yardım ve yataklık yaptığı" iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 2016/99554 sayılı dosyada açılan soruşturma ilk önce takipsizlik kararıyla sonuçlandı.
Ancak hemen arkasından itiraz üzerine İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin 09.06.2017 tarih ve 2017/2103 D.İ. sayılı kararı ile bu takipsizlik kararı kaldırıldı.
Şu anda Işıklar hakkında "FETÖ’ye üye olmadan yardım ve yataklık yaptığı" iddiası ile çok ciddi bir soruşturma yürütülüyor.
Evet Değerli Okuyucularım,
Bu konudaki iddiaları geçtiğimiz sene ben ve bir iki gazeteci arkadaşım yazıyorduk.
Özcan Işıklar o zaman basın toplantısı düzenleyerek bizim için “itibar teröristleriiiiiii” şeklinde hakaretler ederek avaz avaz bağırmıştı.
Aradan bir yıl geçti ve son haftalarda aynı iddialar bu sefer de ulusal gazeteler ve televizyonlarda yayımlanmaya başladı.
Hatta soruşturma dosyası içerisinde bulunan bazı tanık ifadelerinde; "Işıklar’ın geçtiğimiz yıllarda geçirmiş olduğu önemli bir soruşturmanın FETÖ mensubu yargı üyeleri tarafından örtbas edilerek kapatıldığı" iddia edildi.
Eğer bu iddia doğru çıkarsa; Işıklar’ın görevden alınması, hatta tutuklanma ihtimali bile söz konusu olabilir.
Bu ve buna benzer olaylardan dolayı artık sinir sistemi iyice bozulan Özcan Işıklar dün akşam sosyal medya hesabından yine bir yazı paylaştı…
O yazıda; kendisini at yerine, bizi de köpek yerine koydu…
Hakaret, küfür vb ne ararsanız var yazının içerisinde…
Gözü dönmüş bir şekilde sağa sola saldırıyor.
Küfür ediyor…
Hakaret ediyor…
Daha doğrusu aşırı derecede telaşlanıyor.
Panikliyor…
Korkuyor…
Hem de çok korkuyor…