Aha buraya yazıyorum…

Selami Değirmenci, parti dışında “demokrasi arayışı” toplantıları düzenlettirmeye devam edecekmiş… Siyaset bir zeka oyunudur. Bu oyunun şahı, veziri, atı ve piyonları; kendi menfaatleri açısından en uygun pozisyonları alarak mümkün olduğunca imkanlarını

Selami Değirmenci, parti dışında “demokrasi arayışı” toplantıları düzenlettirmeye devam edecekmiş…

Siyaset bir zeka oyunudur. Bu oyunun şahı, veziri, atı ve piyonları; kendi menfaatleri açısından en uygun pozisyonları alarak mümkün olduğunca imkanlarını ve variyetlerini arttırmak için çalışırlar. Ancak iş konuşmaya gelince bütün bunları vatan ve millet için yaptıklarını söylerler.

Siyasette yalan söylemek mübahtır.

Ne kadar iyi yalan söylerseniz başarı şansınız da o kadar artar.

Kafanızda bir plan yaparsınız. Bu plana uygun olarak insanları kullanıp onların sırtından bir yerlere taşınmayı amaçlarsınız ve bu insanları basamak olarak kullanmaya ikna edebilmek için de işte böyle “demokrasi arayışı” gibi süslü püslü isimler kullanırsınız.

Şimdi konuyu hiç daha fazla uzatmadan; CHP içerisinde Selami Değirmenci’nin önderliğinde yürütülen “demokrasi arayışı” toplantılarına değinmek istiyorum.

Bu konuyla ilgili olarak geçen hafta yapmış olduğum analizde; Değirmenci’nin demokrasi falan değil koltuk ve rant aradığına dikkat çekmiştim.

Selami Değirmenci’nin birinci amacı tekrar belediye başkanı olmak, bunun mümkün olamaması durumunda da o koltuğa CHP dışındaki bir siyasetçinin oturmasını sağlamaktır.

Çünkü kendi şahsi menfaatleri bunu gerektirmektedir…

Yıllardan bu yana “benden gerisi tufan” anlayışında olan Değirmenci, 2004 seçimlerinde yaptığı gibi kendi siyasi ikbali uğruna partisine ve partili arkadaşlarına her türlü siyasi zararı verebilecek yapıda bir insandır.

Ben müneccim değilim. Yaşanacak olan olayları önceden görüp tahmin edemem. Ancak Silivri siyasetini çok iyi bildiğim için bazı şeylerin kokusunu önceden hissedebiliyorum.

Selami Değirmenci, Özcan Işıklar’ı devirerek aday olamaması durumunda (ki olmayacak gibi gözüküyor) CHP’nin seçimi kaybedebilmesi için partiyi bölmeye çalışıyor.

Tıpkı 2004 seçimleri sırasında sağ görüşlü Genç Parti çatısı altında yaptığı gibi…

Bugün CHP'ye genel başkan yardımcıları geliyor; Değirmenci gelenleri bir önceki durakları olan Çatalca’da arka kapıdan karşılıyor. Aklı sıra Özcan Işıklar’ın arkasından konuşacak ve Işıklar’ı genel merkez önünde yıpratacak.

Her ay örgüt toplantısı yapılıyor. Değirmeni bunların hiçbirisine katılmıyor. Ancak parti dışında toplantılar düzenleyerek insanları güya çaktırmadan Işıklar aleyhine kışkırtmaya çalışıyor. Ve bunu öyle şark kurnazı yöntemlerle yapıyor ki; görünüşte kendisi birlik ve beraberlik konuşması yapıyor, ancak yakın arkadaşları Işıklar’dan yakınıyor.

Sevgili Silivrililer,

AK Partili belediye yönetimi Silivri için çok büyük bir tehlikedir. Böyle bir tehlike karşısında Cumhuriyet Halk Partisi’nin bölünmeden ve parçalanmadan birlik içerisinde durması gerekmektedir.

Ancak bir bakıyorsunuz; Selami Değirmenci, sözde demokrasi arayışı içerisinde partili insanları birbirine kırdırarak ayrıştıracak toplantılar düzenliyor.

Dikkati ediyor musunuz; demokrasiyi niçin parti toplantılarında aramıyor da parti dışında lokanta köşelerinde arıyor?

Şimdi sorarım size ey aklıselim CHP’liler,

2004 seçimlerinde; sağ görüşlü Genç Parti'ye geçip oyları bölmeseydi, AK Parti Silivri Belediyesi’ni ele geçirebilir miydi?

Seçim sonuçları ortada…

Bugün servetleri trilyonlarla ölçülen o malum insanlar, o koltukları rüyalarında bile göremezdi.

Peki bugün o insanların yeniden Silivri’yi ele geçirebilmeleri için neye ihtiyaçları var?

Evet, bu soruyu lütfen iyi düşünerek kendi kendimize bir kez daha soralım.

AK Parti’nin Silivri Belediyesi’ni ele geçirebilmek için en çok neye ihtiyacı var?

CHP’nin bölünmesine değil mi?

Peki bugün CHP içerisinde bölünme çıkartacak toplantıları kim düzenliyor?

Selami Değirmenci…

2004 yılında CHP oylarını bölerek AK Parti’ye seçimi kim kazandırmıştı?

Selami Değirmenci…

Şimdi tekrar sorarım size ey aklıselim CHP’liler:

Bütün bunlar tesadüf mü?

Burada Özcan Işıklar’a, dolayısıyla CHP’ye ve dolayısıyla Silivri’ye karşı perde arkasında büyük pazarlıkların döndüğü bir oyun oynanıyor.

Ve bu oyunun baş taşeronu da yine 2004 yılında olduğu gibi Selami Değirmenci’dir.

Aha buraya yazıyorum