Silivri Belediye Meclisi’nin geçtiğimiz Cuma günü gerçekleşen oturumunda bir tartışma yaşandı. Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın, önceden ilan edilen gündem maddesi ile Ortaköy’deki bir arsanın satış kararını oylamaya sunması üzerine söz alan CHP’li M

 

Silivri Belediye Meclisi’nin geçtiğimiz Cuma günü gerçekleşen oturumunda bir tartışma yaşandı.

Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın, önceden ilan edilen gündem maddesi ile Ortaköy’deki bir arsanın satış kararını oylamaya sunması üzerine söz alan CHP’li Meclis Üyesi İbrahim Çeşmecioğlu hem satışa karşı çıktı hem de Işıklar ile yüksek sesle tartıştı.

Bu tartışmanın ardından Çeşmecioğlu ile birlikte “Selamici” olarak bilinen üyeler Ünal Doğrul, Mümin Koçoğlu ve Figen Yıldız; AK Partililer’le birlikte satışa hayır oyu kullandı.

Bu kadarla da kalmadı. Ertesi günden itibaren AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen bazı yerel gazete ve internet haber sitelerinde “helal olsun sana Çeşmecioğlu” türünden yazılar ve yorumlar yayımlanmaya başladı.

 

Sevgili Silivrililer,

Şimdi gelin birlikte analiz edelim.

İbrahim Çeşmecioğlu ne yapmak istedi?

Acaba Ortaköy’le ilgili bir haksızlık yapılıyordu da Ortaköylü olan Çeşmecioğlu köyünün hakkını mı korumak istedi?

Yoksa işin içerisinde bir alicengiz oyunu mu vardı?

Hadi olayı didik didik edelim…

Siyaset sahnesinde; dışarıdan bakılınca çok cengâver ve delikanlıca gibi görünen bazı hareketlerin perde arkasında binbir türlü dolap olabiliyor.

Şimdi bir an için İbrahim Çeşmecioğlu’nun haklı bir mücadele verdiğini düşünelim.

Siyasi usul ve adap neyi gerektirir?

Bu mücadelenin öncelikle parti içerisinde verilmesini gerektirir.

AK Partili gazeteciler tarafından “yürrü be Çeşmecioğlu” nidalarıyla gazlanarak desteklenen İbrahim Çeşmecioğlu burada partisinin meclis toplantısından önce yapılan grup toplantısında bu konuyu gündeme getirerek itirazını yüksek sesle söylemiş mi?

Hayır…

Hatta grup toplantısına bile katılma gereği duymamış.

Evet yanlış okumadınız.

Özcan Işıklar, Ortaköy’le ilgili gündem maddesi olması nedeniyle Çeşmecioğlu’nu ısrarla grup toplantısına davet etmesine rağmen İbrahim Bey zahmet edip grup toplantısına katılmadı bile.

Katılmama gerekçesi neydi?

Kendisi bunu mecliste yaptığı konuşmada; grup toplantısında bir saatlik süre içerisinde bu konunun yeterince tartışılamayacağını düşündüğünü ifade etti.

Peki o zaman ben de şöyle düşünüyorum; bu gündem maddesi en az 15 gün öncesinden belliydi. Bu kadar süre içerisinde Çeşmecioğlu niçin ısrarlı bir şekilde hem Belediye Başkanı’na hem de partisinin İlçe Başkanı’na başvurarak olağanüstü grup toplantısı talebinde bulunmadı?

Neden ondan önceki 15 gün boyunca hiç sesini çıkarmadı?

Neden parti içerisinde bu satışı engelleme mücadelesi vermedi?

Neden?

Şimdi bir düşünün lütfen:

Çeşmecioğlu, hangi sebepten dolayı parti içerisinde bunun mücadelesini vermek için parmağını bile oynatmadı da mecliste herkesin önünde bas bas bağırarak şov yapmayı ve AK Partililer’le birlikte aynı oyu kullanmayı tercih etti?

 

Çeşmecioğlu ile birlikte satışa red oyu veren CHP’li meclis üyelerine bakıyoruz.

Hepsi toplam  4 kişi…

Kim bunlar?

Ünal Doğrul, Mümin Koçoğlu, Figen Yıldız ve İbrahim Çeşmecioğlu…

Bu kişilerin ortak özellikleri nedir?

Selami Değirmenci ile birlikte hareket etmeleri ve kamuoyunda “Selamici” şeklinde anılmaları…

Peki, bu dört ismin haricinde satışa kimler hayır oyu verdi?

AK Partili Belediye Meclis üyeleri…

İşte şimdi “şeytan ayrıntıda gizlidir” diyeceğimiz noktaya geldik.

Bakın altını çizerek belirtiyorum ki; son 11 yıldır, evet son 11 yıldır hem Selami Değirmenci, hem de Değirmenci tarafından yönlendirilen bazı CHP’liler kilit olaylarda hep AK Partililer’le aynı istikamette hareket etmiştir.

Bu konu, CHP açısından çok dikkat edilmesi gereken bir konudur…

2004 seçimlerinde, CHP tarafından aday gösterilmeyen Değirmenci’nin, Genç Parti’den kazanamayacağını bile bile aday olarak oyları bölmesi ve AK Parti’ye Silivri tarihinde ilk defa iktidar vizesi vermesinden tutun;  son seçimlerde kendi özel sekreterini AK Parti SKM’de fiilen çalıştırmasına kadar buna birçok örnek verebilirim.

 

Burada altını kalın çizgilerle çizerek şunu belirtmek istiyorum;

İbrahim Çeşmecioğlu’nun yapmış olduğu bu çıkış bir Selami Değirmenci senaryosudur.

CHP’yi bölerek Işıklar’a zarar vermek ve dolaylı olarak AK Parti’nin ekmeğine yağ sürmeyi amaçlamaktadır.

Değirmenci’nin “ben olamazsam CHP de olamaz” stratejisinin bir parçasıdır.

İsterseniz şeytanın bir ayrıntısına daha dikkat çekelim;

Çeşmecioğlu’nun bu çıkışından sonra “helal sana” diyerek gaza getiren ve adeta davul çalan yerel gazetecilere ve köşe yazarlarına bir bakın.

Kim bunlar?

İstisnasız tamamı hem 2009 hem de 2014 yerel seçimlerinde adeta AK Parti için ter akıtan insanlar.

Ve ne tesadüftür ki yine hepsi de Selami Değirmenci’nin çok yakın olduğu isimler.

Bu kadar tesadüfün yan yana gelmesi bana göre masum bir tesadüften ibaret değildir.

O nedenle, “helal sana Çeşmecioğlu, büyüksün Çeşmecioğlu, yürü be Çeşmecioğlu” diyenlerin aksine ben de şunu demek istiyorum.

Yemezler Çeşmecioğlu…

Yemezler Değirmenci…

Yemezler