Eskiden erkeklerin giydiği sivri uçlu ve keçeden yapılan başlıklara "külah" adı verilirdi. Günümüzde kafasına külah giyen insan bulabilmek çok zor. O nedenle külah satıcısına rastlayabilmek de pek mümkün olmuyor. Ancak önümüzdeki günlerde Kapalıçarşı tar

Eskiden erkeklerin giydiği sivri uçlu ve keçeden yapılan başlıklara "külah" adı verilirdi.

Günümüzde kafasına külah giyen insan bulabilmek çok zor. O nedenle külah satıcısına rastlayabilmek de pek mümkün olmuyor. Ancak önümüzdeki günlerde Kapalıçarşı taraflarına giderek turistler için fes, kaftan ve külah yapan bir satıcı bulacağım. Ve bundan sonra Selami Değirmenci bir yerde konuşma yapacağı zaman kafama hemen o külahı takarak kendisini dinlemeye gideceğim.

Değirmenci, 1989 ila 2004 yılları arasında tam 15 yıl boyunca aralıksız Silivri Belediye Başkanlığı görevinde bulundu.

2004 seçimlerinden ise sağcı Genç Parti'den aday olarak CHP'nin oylarını böldü ve seçimleri AK Partililer'in kazanmasını sağladı.

2004 yilinda sandiktan cikamayacagini anlayınca kendisinin olmadığı bir CHP'nin seçim kazanmasını önlemek için Fatih Mahallesi'nde kendi taraftarlarına "bana oy vermeyecekseniz Hüseyin Turan'a verin" diyecek kadar CHP'ye ihanet içerisinde olan Değirmenci, şimdi CHP içerisinde yeniden belediye başkan adayı olmak istiyor.

Aday adaylığını açıklamak için bir basın toplantısı düzenleyen Selami Değirmenci, ola ki seçimleri kazanırsa nasıl bir belediye başkanlığı sergileyeceğini anlatan vaatlerini okudu kürsüden.

Şimdi izin verirseniz bu vaatlerden bazılarını analiz etmek istiyorum.

İşte Selami Değirmenci'nin vaatlerinden bazıları...

"Belediyecilikte 'önce insan' anlayışını hâkim kılacağız. Yurttaş memnuniyetini esas alan, keyfilikten uzak, tutarlı, kararlı ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde, VERİMLİ ve ETKİLİ bir yönetim anlayışını esas alacağız."

Selami Değirmenci, kendi döneminde belediyeye hak aramaya gelen vatandaşlara tekme ve yumruk ile defalarca saldırmadı mı? Hık diyene dayak atıp, huk diyenin kapısına zabıta memuru yollamadı mı?

Geçmişte bunları yapan insan, şimdi lafa gelince "keyfilikten uzak, tutarlı ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde" davranacağını söyleyebiliyor.

Gelsin, bunları benim külahıma anlatsın...

Evet, devam edelim efendim.

Selami Değirmenci başka neler vaat etmiş?

"Keyfiliği, ben yaptım olduyu, saltanat mantığına dayalı kötü yönetim anlayışlarını reddedeceğiz."

Selami Değirmenci, belediye başkanlığı döneminde çay bahçelerinin tamamını ihale bile yapmadan keyfi bir şekilde kendi yakınlarına vermedi mi? Hatta bu işi o kadar ileri boyutlara götürüp, kendisinin başkan yardımcısı olan Ayhan Kurt'a bile çay bahçesi vermedi mi?

Şimdi nasıl oluyor da, "ben yaptım oldu" anlayışını reddedeceklerini söyleyebiliyor.

Gelsin bunu da benim külahıma anlatsın...

 

Selami Değirmenci, durmuyor ve yine vaatlerine devam ediyor:

"Ancak halk yararına alınacak her kararda ve uygulamada HIZLI, CESUR, ATILGAN VE KARARLI bir yönetim anlayışı sergileyeceğiz."

Vay anam benim, vaade bak...

Selami Değirmenci, bu vaadinde de "HIZLI, CESUR, ATILGAN ve KARARLI" kelimelerini gördüğünüz gibi büyük harflerle yazmış.

Sağolsun zat-ı muhterem 1989 ila 2004 yılları arasında sürdürdüğü belediye başkanlığı görevi sırasında o kadar "HIZLI, CESUR ve ATILGAN"dı ki; yukarıda da anlattığım gibi belediyeye gelerek kendisini eleştirmek isteyen vatandaşların üzerine ATILARAK tekme ve yumrukla yaraladıktan sonra dışarı attırıyordu.

Evet efendim, vaatlere devam ediyoruz...

"Mahalle Muhtarlarımızı, belediye meclisimizin doğal üyesi kabul edecek, söz hakkı vereceğiz."

Sevgili Silivrililer,

Oldum olası, karşısındakinin bilgi eksikliğini kullanmaya çalışan kurnaz insanları bir türlü sevememişimdir.

Mevcut belediye yasalarına göre; belediye meclis toplantısı sırasında, meclis üyesi olmayan kişilerin söz verilerek konuşturulmaları yasaktır.

Böyle bir uygulama yapıldığı takdirde, yargı organları tarafından belediye meclisinin tamamen düşmesine karar verilir.

Yasaların izin vermediği bir uygulamayı nasıl burada vaat olarak yazabiliyor?

15 yıl belediye başkanlığı yapmış bir kişi yasayı bilmiyor mu?

Yoksa biliyor da, nasılsa sizin bilmediğinizi varsayarak bol keseden sallıyor mu?

Kusura bakmasın ama ben Selami Değirmenci'yi samimi bulmuyorum...

 

Devam ediyorum Sevgili Silivrililer,

Değirmenci diyor ki;

"İnsana saygıyı esas alacak, tüm kesimleri kucaklayacak, iş yaparken ezmeyecek, yaparken yıkmayacak, başkanlık makam yetkilerini baskı aracı olarak kullanmayacak, yardım ederken insanların onurunu çiğnemeyeceğiz."

Allah Allah...

Bunları Selami Değirmenci mi söylüyor?

Parti kongrelerinde bile; delegeler, kendi desteklediği ilçe başkan adayından başkasına oy veremesinler diye sandığın başında bizzat zebellah gibi dikilerek duran, kendisi ayrıldığı zamanda dönemin eziyetten sorumlu başkan yardımcısı Ayhan Kurt'u sandığın başına yine zebellah gibi diken Selami Değirmenci değil de babam mı?

Parti delegelerinin işyerlerine zabıta göndererek tehdit eden Selami Değirmenci değil miydi?

Şimdi hangi yüzle başkanlık makam yetkilerini baskı aracı olarak kullanmayacağını söyleyebiliyor.

Bunları ancak benim külahıma anlatır.

 

Devam edelim efendim;

Ne diyor Selami Değirmenci;

"Hukuka saygı; en temel prensiplerimizden birisi olacak."

Belediye başkanlığı döneminde kendi hukukundan başka hukuk tanımayan bir zat-ı muhteremin ağzına böyle süslü cümleleri yakıştıramıyorum.

İşte siyaset böyle bir şey...

Kimse kusura bakmasın ama Selami Değirmenci'yi, kendisinin de inanmadığını çok iyi bildiğim böyle süslü cümleleri kullanırken gördüğüm zaman da gülüyorum...


Yine devam ediyoruz efendim,

"Halk adına görev yapan belediye başkanı, meclis üyeleri ve diğer yerel yönetim görevlilerinin kendileri ve yakınlarına her türlü çıkar sağlayabilecek görev ilişkilerine girmelerine izin vermeyeceğiz. Kentin kaynaklarını kent halkına kullanacağız."

Vay vay vay...

Bunu da mı Selami Değirmenci söylüyor?

Eyy Silivrililer, bakın açık açık yazıyorum; belediye başkanlığının son döneminde, yani 1999 ila 2004 arasında yolların yapım işini başka bir müteahhidin üzerinden, o zaman işleri bozuk olan öz be öz kardeşine biraz eli para görsün diye vermedi mi?

Kardeşi yolları yapan işçilerin başında "örtülü müteahhit" sıfatı ile durmadı mı?

Yol işinden kazanılan paralar Selami Değirmenci'nin öz kardeşinin cebine cukka edilmedi mi?

Halk adına görev yapan belediye başkanı, meclis üyeleri ve diğer yerel yönetim görevlilerinin kendileri ve yakınlarına her türlü çıkar sağlayabilecek görev ilişkilerine girmelerine izin vermeyecekmiş.

Gelsin onu benim külahıma anlatsın...

 

Devam ediyoruz efendim,

"Belediye yönetimi olarak her yıl halka hesap vereceğimiz gibi kendi örgütümüze de ayrıca hesap vereceğiz. Neyi yapıp neyi yapamadıklarımızı ve bunların nedenlerini örgütümüze ve halkımıza açık bir şekilde anlatacağız."

Hangi örgüte?..

Ağzını açmaya kalkanın işyerine zabıta ve fen işleri memurlarını göndererek tehdit ettirdiği örgüte mi?

Parti üyelerini ve delegelerini sindirerek kendi çıkarları doğrultusunda zorla kullandığı örgüte mi?

Bunu ancak benim külahıma anlatır...

 

Yine devam ediyoruz efendim,

"Kentleşme politikalarını “kar ve rant” amacıyla değil, ”ÖNCE İNSAN “ilkesi temelinde geliştireceğiz. Kentimizi rant avcılarına, talancılara, kent mafyalarına teslim etmeyeceğiz."

Belediye Başkanlığı döneminde, kurşun geçirmez arabaların içinde bir takım adamlarla ne işi vardı?..

Ortağı, hangi ilişkiler sonucu kurşunlandı?

Selami Değirmenci, bu toplumu balık hafızalı mı zannediyor?

O günleri unuttuk mu zannediyor?..

Kentleşme politikalarını kent mafyalarına teslim etmeyecekmiş...

Onu gelsin benim külahıma anlatsın...

 

Az kaldı devam edelim efendim...

Ne demiş Selami Değirmenci,

"Dikey kentleşmeyi önleme gayretinde olacağız."

Pardon efendim anlamadım?

Ne buyurmuş Selami Değirmenci?

"Dikey kentleşmeyi önleme gayretinde olacağız."

Belediye başkanlığı görevinin son döneminde çarşı meydanında emsale aykırı bir şekilde devasa 8 katlı iş merkezine imar iznini kim verdi?

Babam mı verdi?

Ve tesadüfe bakın ki; Selami Değirmenci, bu imarını verdiği 8 katlı devasa binanın bir katını da yıllarca çarşı meydanında milletin gözünün içine baka baka ofis olarak kullandı.

Şimdi de kalkmış "dikey kentleşmeyi önleme gayretinde olacağız" diyor.

Yemezler efendim yemezler...

Hiçbirimiz salak değiliz; yemezler...

Gelsin bunu da benim külahıma anlatsın...

 

Devam edelim efendim,

"Esnaf ve tüketici dostu belediyecilik temel ilkelerimizden birisi olacaktır."

Hangi esnafın dostu? Kendisine oy veren esnafın dostu, kendisine oy vermeyen esnafın düşmanı olarak mı yürütecekmiş hu politikayı?

Yukarıda da anlattığım gibi, parti kongrelerinde bile kendi desteklediği adaydan başkasını desteklemeye yeltenen delege esnafın işyerine zabıta gönderip tehdit ettirerek mi yürütecekmiş bu esnaf dostu politikayı?

Bunu da gelsin benim külahıma anlatsın...

 

Ve son bir vaat daha...

"Kentimizin gerçek anlamda kültür ve sanatla buluşmasını önceliklerimiz arasına alacağız."

Sevgili Silivrililer,

Şimdi size bir bilmece sormak istiyorum.

Yıllardır geleneksel olarak yapılan Silivri Yoğurt Festivali hangi belediye başkanı zamanında kaldırılmıştı?

Cevabı: Selami Değirmenci...

Yerel değerlerin yaşatılmasına, Silivri halkının kültür ve sanatla buluşturulmasına "israf" olarak bakan bir Selami Değirmenci, şimdi kalkmış koltuğa yeniden oturabilmek için "Kentimizin gerçek anlamda kültür ve sanatla buluşmasını önceliklerimiz arasına alacağız" diyor.

İnandınız mı Allah aşkına?..

Yukarıda tek tek saymış olduğum vaatler gibi gelsin bunu da benim külahıma anlatsın...

 

Sevgili Silivrililer,

Eskiden erkeklerin giydiği sivri uçlu ve keçeden yapılan başlıklara "külah" adı veriliyordu.

Günümüzde kafasına külah giyen insan bulabilmek çok zor. O nedenle külah satıcısı da ha deyince hemen bulunmuyor. Ancak önümüzdeki günlerde Kapalıçarşı taraflarına giderek turistler için fes, kaftan ve külah yapan bir satıcı bulacağım. Ve bundan sonra Selami Değirmenci bir yerde konuşma yapacağı zaman kafama hemen o külahı takarak kendisini dinlemeye gideceğim.

Değirmenci konuşsun, konuşsun, konuşsun...

Rüyalarında devamlı koltuk görsün...

Daha sonra kendisinin bile inanmadığı bu boş vaatleri gelsin benim külahıma anlatsın...