Nilgün Karataş, gençlik yıllarından bu yana sol düşünceye sahip olan ve CHP saflarında mücadele vermiş bir avukat.
Hem evi hem de ofisi Silivri’de bulunduğu için yıllarca CHP Silivri İlçe Örgütü’ne destek oldu.
Yaklaşık bir yıl kadar önce üstelik basına kapalı örgüt toplantısında Özcan Işıklar’ı eleştirdiği için ilçe başkanı Suna Göçengil ve belediyeden maaşlı ekibi tarafından partiden dışlanan Karataş, 31 Mart seçimleri öncesinde DSP’ye gitti…
Ancak 23 Haziran seçimleri öncesinde kişisel hesapların, kızgınlık ve kırgınlıkların bir kenara bırakılması gerektiğini düşünen Karataş, Ekrem İmamoğlu’na destek vermek amacıyla CHP Silivri ilçe yönetimine başvurdu ve görev istedi.
CHP Genel Merkezi’nin almış olduğu “her sandığa bir avukat” çalışması kapsamında üzerine düşeni yapma talebinde bulundu.
"Özcan Işıklar Menfaat Grubu'nun gardiyanı" konumundaki ilçe Başkanı Suna Göçengil ise Karataş’ın bu isteğini kabul etmedi.
Sevgili Okuyucularım,
Şimdi gelin, Suna Göçengil’in niçin böyle bir davranış içerisine girdiğini analiz edelim.
Neredeyse 5 yıldan bu yana CHP Silivri ilçe başkanlığı koltuğunda oturan Suna Göçengil; bu süre içerisinde partinin menfaatlerine değil, Özcan Işıklar’ın menfaatlerine öncelik verdi.
Özellikle 31 Mart seçimleri öncesinde parti içerisinden Işıklar’a karşı çıkan rakipleri ekarte edebilme telaşına koyulan Göçengil, CHP için değil sadece “Özcan Işıklar” için çalıştı.
Partisine değil, kişisel siyasi menfaatlere hizmet etti…
Ve bu uğurda yüzlerce partiliyi kırıp dökmekten çekinmedi…
Partiyi kişisel çıkarların oyuncağı haline getirdi…
Peki sonunda ne oldu?
CHP Silivri’de seçim kaybetti…
Şimdi sorabilirsiniz;
Belediye başkanlığı gitti…
Menfaat de bitti…
Hani tabir-i caizse öküz öldü ortaklık bozuldu…
Peki o zaman Suna Göçengil halen neyin peşinde?
Israrla ve inatla neyi muhafaza etmeye çalışıyor?
Siyasetten biraz anlayan insanlar için bunun cevabı oldukça basittir…
Göçengil; muhtemel bir İBB başkanlığı zaferi karşısında Silivri ilçesinin payına düşecek olan siyasi kazanımları başkalarına kaptırmama telaşı içerisinde...
Yine 31 Mart öncesi olduğu gibi partinin değil; kendisinin de içerisinde bulunduğu “Özcan Işıklar Menfaat Grubu”nun çıkarlarının gardiyanlığını yapıyor...
Yine daha önce olduğu gibi insanları kırıp dökmeye devam ediyor.
Göçengil için öncelikle bu menfaat grubunun çıkarları, ondan sonra parti çıkarları geliyor…
İnanın bana bu uğurda adeta bir hapishane gardiyanı gibi çalışıyor…
Hatta bazen kendisini öyle bir stres basıyor ki; parti toplantılarında sıkıntılı anlar yaşadığı zaman hatır hutur bastıra bastıra kafasını kaşımaya başlıyor.
Bu husus partililerinde dikkatini çekiyor.
Çoğu partili çaktırmadan başını öne eğerek gülüyor…
Evet Sevgili okuyucularım,
Silivri CHP ilçe Örgütü artık “CHP” olmaktan çıktı…
“Özcan Işıklar Menfaat Grubu” tarafından işgal edilmiş olan parti; Suna Göçengil’in gardiyanlığında, İBB seçimlerinin kazanımların kendi uhdelerinden çıkmaması amacına hizmet ettiriliyor.
Bütün bu çabalar sırasında Suna Göçengil’i zaman zaman stres basıyor;
Hatır hutur bastıra bastıra kafasını kaşıyor…