Her şeyin farkındayız

Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Var mısınız yerel siyasetten uzaklaşarak Cumhuriyet’ten bahsedelim?

Cem’in kaleminden Cumhuriyet’i okuyun; bakalım beğenecek misiniz...

Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu için çizilen kader belliydi. Ülkenin stratejik yerleri işgal edilerek paylaşılacaktı.

Emperyalizm (yayılmacılık) buydu…

İşte o noktada genç Osmanlı subayı Mustafa Kemal (Atatürk) ortaya çıktı…

Peki ne yaptı?

Başta dönemin en güçlü ülkesi İngiltere olmak üzere; dünya üzerinde planları olan emperyalist ülkelerin Türkiye için de emelleri vardı. Mesele sadece ülkemizi paylaşmak değil; halkımızı cahil bırakarak, ilimle, bilimle ilgilenilmesini, güçlenip kalkınmasını engelleyerek bizleri sömürge haline getirmekti.

Çünkü emperyalist ülkelerin menfaatleri bunu gerektiriyordu.

Atatürk burada emperyalizmin planını bozdu…

Hemen yanı başınızda iki küçük çocuk kavga ettiği zaman “kavga çok kötü bir şeydir. Alın size birer tane gofret hemen öpüşüp barışın” diyebilirsiniz. Ancak uluslararası menfaatler uzun vadelidir ve kolay kolay vazgeçilmez.

İşte bu nedenle emperyalizmin ülkemiz üzerindeki amaçları da hiçbir zaman bitmemişti.

Ancak Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti giderek güçlendi. Özellikle de askeri alandaki yatırımlarla dünyanın en güçlü ordularından biri haline gelmiştik.

Peki, onların menfaatleri açısından ne yapılması gerekiyordu?

Öncelikle halkımızın bilinç ve kafa yapısı olarak Atatürk’ten uzaklaştırılması, akabinde de cahilleştirilerek ilim ve bilimle aramıza mesafe koymamız gerekiyordu.

Tarikatlar desteklendi... Günümüzdeki güçlü tarikatları biraz araştırırsanız çoğunun arkasında İngiltere’nin dış istihbarat servisi olan MI6’nın varlığını fark edersiniz.

Halkımızı Atatürkçü düşünceden uzaklaştırmak için her türlü psikolojik propaganda yöntemleri kullanıldı. 

Ülkemizin, Avrupa’yı kıskandıran genç bir nüfusu vardı. Bu genç nüfusun eğitimine sekte vuruldu. Eğitim sistemi kötüleştirildi.

Beşinci kol” olarak adlandırılan uzun vadeli sosyolojik çalışmalar yürütüldü…

Ne demiştik? Askeri açıdan dünyanın en güçlü ordularından biri haline geldiğimizi belirtmiştik.

Ergenekon Operasyonu gibi birtakım müdahalelerle askeri yönden zayıflatıldık.

Hemen arkasından askeri okullar da kapatıldı…

Ne tesadüftür ki; Sevr Antlaşması’nın 168. maddesinde de “askeri okulların kapatılması” vardı…

Evet, işte bu şartlar altında bugün Cumhuriyet’in 101. yılını kutluyoruz.

Ve teslimiyetçilere inat, işbirlikçilere inat, haykırarak bağırıyoruz:

Her şeyin farkındayız…

Yaşasın Cumhuriyet…

Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk…