Yıl 1978… O günlerde Silivri’de sadece 6 adet fabrika vardı. Henüz şimdiki kadar büyümemiş ve halk arasında teneke fabrikası olarak bilinen SARTEN, çuval fabrikası olarak bilinen SESAN, yem fabrikası olarak bilinen ÖZYEM, un fabrikası olarak bilinen

 

Yıl 1978…

O günlerde Silivri’de sadece 6 adet fabrika vardı.

Henüz şimdiki kadar büyümemiş ve halk arasında teneke fabrikası olarak bilinen SARTEN, çuval fabrikası olarak bilinen SESAN, yem fabrikası olarak bilinen ÖZYEM, un fabrikası olarak bilinen Varnalı, tuğla fabrikası olarak bilinen Volkan Toprak ve keçe fabrikası olarak bilinen Keçe Sanayi…

Bu fabrikaların sahipleri olan Yusuf ve Necip Sarıbekir, Kemal Aydınlıyurt, Kadir Baran, Enver Özvarnalı, Ahmet Hamoğlu ve Mesut Söylet; kendi aralarında biraraya gelerek Silivri Sanayiciler Birliği’ni kurdular.

Silivri Sanayiciler Birliği, tüzel kişiliğe sahip resmi bir oluşum olmamakla birlikte; Silivrili sanayicilerin sorunlarını konuştukları ve gerektiğinde ortak hareket ettikleri bir platform misyonu üstlenmişti.

Zaman içerisinde bu işadamlarının çoğunun ticari hacimleri büyüdü ve fabrika sayıları arttı. Yine Silivri sınırları içerisinde yeni fabrikalar açıldı. Üretilen ürünler yurtdışına ihraç edilmeye başlandı. Ticari başarı elde eden insanların sayısı artış gösterdi.

Bunun üzerine kurumsallaşmaya karar verildi. Sektördeki tecrübelerinden dolayı duayen işadamları olarak kabul edilen Yusuf Sarıbekir, Kemal Aydınlıyurt ve Kadir Baran’ın öncülüğünde kısa adı SİAD olan Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği kuruldu.

SİAD’ın, kurulduğu günlerde yapmış olduğu araştırmalar sonucunda derlenen “Silivri Kalkınma Raporu” göz dolduran ilk icraat olarak tarihteki yerini aldı.

SİAD, yeni kurulmuş olmasına karşın Silivri’nin önde gelen itibarlı kuruluşları arasına hızlı bir giriş yapmıştı.

O dönem derneğin yönetiminde bulunan Yusuf Sarıbekir, Kemal Aydınlıyurt ve Kadir Baran gibi duayen işadamları dürüst ve son derece saygın isimlerdi.

SİAD’ın kurucu Başkanı Kadir Baran çok çalışkan bir insandı. Yaşı 70’in üzerinde olmasına rağmen hiç tatil yapmadan hep çalışırdı. Emekli olmasından sonra kendini tamamen derneğe adamıştı.

2013 yılının Temmuz ayında, SİAD ofisindeki çalışma odasında görevi başında geçirdiği bir kalp krizi sonucunda aramızdan ayrıldı.

Baran’ın yönetiminde Genel Sekreter olarak görev yapan işadamı Hakan Kocabaş, SİAD’ın üçüncü başkanı olarak göreve başladı.

Bugün itibarıyla baktığımız zaman; Silivri Sanayiciler Birliği’nin kurulmasından bu yana 37, SİAD’ın kurulmasından bu yana ise 21 yıl geçti.

Derneğin kuruluş gününü daha dün gibi hatırlayan bir gazeteci olarak bugüne baktığım zaman, artık birçok şeyin eskisi gibi olmadığını görüyorum.

Bugün Silivri sınırları içerisinde faaliyet gösteren 500’e yakın (470 küsür) fabrika ve sanayi tesisi var.

Bunlardan sadece 100’e yakını SİAD’a üye...

Peki SİAD yönetimi ne yapıyor?

Üye sayısını kabarık gösterebilmek için neredeyse küçük esnafı bile dernek üyesi yapıyor.

Dernek yönetiminin bu üye politikası bazı işadamlarının da tepkisini çekmeye başladı.

SİAD’ın üye listesine baktığınızda; işadamı kapsamına girip girmediği tartışılacak olan küçük ve orta ölçekli esnafın da dernek üyesi yapıldığını görüyorsunuz.

Birçok işadamı tarafından SİAD’ın hızla eski çizgisinden uzaklaşmaya başladığı konuşuluyor…

 

Sevgili Silivrililer,

Aşağıdaki satırlarda bizzat isim vererek anlattığım bu olay kısa bir süre önce yaşanmıştır.

Silivri’de faaliyet gösteren bir muhasebeci var.

Adı Hüseyin Dertop.

SİAD üyesi…

Hatta SİAD Yönetim Kurulu Üyesi…

Kısa bir süre öncesine kadar Silivri Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi’nin defterlerini tutuyordu.

Geçtiğimiz aylarda yapılan genel kurul sonucunda sanayi sitesinin yönetimi değişti. Eski başkan Ahmet Türkyılmaz’ın yerine Ercan Çalışkan seçildi.

Çalışkan, görevi teslim aldıktan sonra akıllara durgunluk veren bir olayla karşılaştı.

Kooperatif çalışanlarının SGK primleri bir süreden bu yana yatırılmamıştı.

Çalışkan, hesapları daha detaylı olarak incelemeye aldı ve primlerin kooperatifin anlaşmalı muhasebecisi olan Hüseyin Dertop’a emanet makbuzu karşılığında elden teslim edildiği halde SGK hesabına yatırılmamış olduğunu gördü.

Dertop’la yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamayınca kooperatif yönetimi tarafından Avukat Ceylan Öndül Yalçıntaş aracılığıyla mahkemeye başvuruldu.

Bu olay, o günlerde basına da yansıdı…

Hüseyin Dertop, olaylar yaşandığı sırada SİAD Yönetim Kurulu Üyesiydi.

İstifa etmedi…

İstifa etmesi de istenmedi…

Söz konusu para bir şekilde hemen ödenerek bu olayın üzeri de kapatılmadı…

Olay adliyeye yansıdı…

Hüseyin Dertop da SİAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam etti.

18 Şubat 2015 Salı günü, Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği’nin olağan genel kurulu yapıldı.

Hakan Kocabaş ve yönetimi tek liste olarak girdikleri seçimde yeniden göreve getirildi.

Dertop da Kocabaş’ın yönetimindeki koltuğunu koruyarak tekrar yönetim kurulu üyesi seçildi.

Bu durum; Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği’nin, yönetim kurulu üyelerinden birinin adının böyle bir skandala karışmasından rahatsızlık duymadığı şeklinde yorumlandı…

Aynı durum; SİAD Başkanı Hakan Kocabaş’ın, adı böyle bir skandal ile anılan üyeyi tekrardan SİAD yönetimine almakta bir sakınca görmediği şeklinde algılandı…

Birçok işadamı Kocabaş’ın bu tasarrufunu hayretle ve şaşkınlıkla karşıladı…

 

Sevgili Silivrililer,

Tabi işin perde arkasında yaşanan başka bir hukuki ihmal söz konusu.

Silivri Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Başkanı Ercan Çalışkan, öncelikle yatırılmayan SGK primlerinden dolayı personelin daha fazla zarar görmemesi için geçtiğimiz aylarda çıkan af yasası kapsamında başvuruda bulundu. Geçmişe ait bu pirimler Şubat sonundan itibaren taksitle ödenmeye başlanacak.

Ayrıca Hüseyin Dertop tarafından emanet makbuzu ile tahsil edilmesine rağmen ödenmeyen primlerin Dertop’tan geri alınması için de icra işlemi başlatıldı.

Dertop, bu borcu kabul etmeyince kooperatif avukatı Yalçıntaş mahkemeye başvurdu.

Dava devam ediyor…

Ancak burada gizli kalmış ve açığa çıkmamış önemli bir hukuki ihmal var.

Kooperatif avukatı, Kooperatif Başkanı Ercan Çalışkan’ın talimatı doğrultusunda, Dertop’un zimmetinde bulunan paraların tahsil edilmesi için hukuk mahkemesine başvuruda bulundu ve dava açıldı.

Ancak, Dertop’un bu eylemi TCK 155/2. maddede tarif edildiği şekilde “Nitelikli Güveni Kötüye Kullanma” (eski adıyla Emniyeti Suiistimal) suçunu oluşturmasına rağmen Cumhuriyet Başsavcılığı’na bu güne kadar suç duyurusunda bulunulmadı.

Eğer ki başvuru yapılmış olsaydı; SİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Dertop, bugün itibarıyla yüz kızartıcı bir suç olarak kabul edilen Nitelikli Güveni Kötüye Kullanma (Emniyeti Suistimal) iddiasıyla yargılanıyor olacaktı.

Oysaki, kooperatif yönetimi tarafından, ceza hukuku açısından gereken başvuru yapılmayıp sadece alınan paranın tahsili için özel hukuka ait bir dava açılması nedeniyle şu anda Hüseyin Dertop’la ilgili olarak sıradan bir ticari alacak davası yürütülüyor.

Şimdi, SGK primleri Hüseyin Dertop’un cebine gitmiş olan bir kooperatif çalışanı, kooperatif yönetimine “bu durum karşısında ne yaptınız” diye sorduğu zaman kendisine verilecek olan “mahkemeye verdik, dava açtık, dava devam ediyor” cevabı; hukuk tekniğini bilmeyen bir kişi için yeterli olabiliyor.

Ancak, hukuk tekniğini bilen birisi için bu cevap yeterli değildir…

Ne davası açtınız kardeşim diye sorarlar adama…

Hukuk davası açtınız tamam.

Ancak niçin ceza davası için savcılığa başvurmadınız?..

Açıkçası bu sorunun cevabını ben de merak ediyorum…

Kaldı ki burada Dertop’un eyleminin karşılığı olan TCK 155/2’de belirtilen “Nitelikli Güveni Kötüye Kullanma” suçu şikâyete bağlı olmayıp, savcılığın resen harekete geçmesi gereken suçlar kapsamında. Ancak bu işlemin başlayabilmesi için savcının bir şekilde olaydan haberdar olması gerekiyor.

 

Gelelim yeniden bu konunun SİAD’ı ilgilendiren tarafına…

Hüseyin Dertop’la ilgili olarak sadece ticari bir alacak davasının açılmış olması, savcılığa başvurulmayarak yüz kızartıcı bir suç olan Nitelikli Güveni Kötüye Kullanma (Emniyeti Suistimal) yargılamasından kaçırılmış olması; SİAD’ın elini rahatlatıyor mu?

Ben şayet SİAD üyesi bir işadamı olsam, dernek başkanı Hakan Kocabaş’a “Hakan Bey niçin titiz davranmayıp da derneği böyle tartışmaların içerisinden çekip kurtarmadınız” diye sorardım.

 

Evet Sevgili Silivrililer,

İşte Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği’nin bugün itibarıyla geldiği durum bu.

Ve inanıyorum ki;

Kesinlikle mezarında yatan kurucu başkan Kadir Baran’ın kemikleri sızlıyordur…

Yazık…

Hem de çok yazık