Sahte Müdür !

Resmi kurumlar babanızın çiftliği değildir. Resmi bir kurumu yasalara göre yönetirsiniz. Eğer yasalara uymazsanız yargılanır ve hapis cezaları alırsınız…

Silivri Belediyesi’nde gayri resmi müfettiş incelemesinden sonra şimdi de gayri resmi müdür görevlendirmesi yapıldı.

Yani gerçekte müdür değil ama fiilen müdür

Yani bildiğiniz kabak gibi sahte müdür

Kimdir bu sahte müdür?

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü olarak göreve (!) başlayan Gizem Dönmez Alibaş

CHP’li İBB ve Silivri Belediye Meclis Üyesi, “BoracıEbru Akgün Pekel’in kankası, iş ortağı ve işletmekte olduğu anaokulun (eski) müdürü

Aslında mesele ne Gizem Alibaş ne de Ebru Akgün PekelGizem Hanım bu görevi layıkıyla yapabilecek birisi de olabilir. Ancak belediye dediğiniz mahallenizdeki bakkal dükkanı değildir; resmi bir kurumdur. Ve yasalarla yönetilir… Dolayısıyla yapılacak olan iş ve işlemlerin de yasalara uygun olması gerekiyor…

Yani mesele esasla değil usûlle alakalı...

Silivri Belediyesi’nde nasıl sahte müdür olabiliyor şimdi size anlatayım…

Belediyeler tam anlamıyla “resmi kurum” kapsamında oldukları için hangi özelliklere sahip kişilerin “müdür” pozisyonunda görev yapabileceği yasa, yönetmelik ve genelgelerle belirlenmiştir.

Öncelikle bu kişilerin “devlet memuru” olması gerekmektedir…

Gizem Dönmez Alibaş hanımefendi devlet memuru olmadığı için; yaklaşık üç haftadır fiilen müdür olarak çalıştırılmasına rağmen; evrak üzerinde başka bir birim müdürü buranın vekaleten müdürü gibi gösteriliyor.

Yani imzaları başkası atıyor…

Yani devlet kandırılıyor…

Devleti kandırabilir misiniz?

Belki kandırmaya çalışırsınız; ancak hukuki bir bedeli olur…

Silivri Belediyesi’nin idari yapılanması kapsamında; Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü başkan yardımcısı Emine Tarin’e bağlı.

Emine Tarin de belediye başkanı Bora Balcıoğlu’na bağlı…

Balcıoğlu; daha önce başkan yardımcılığı yapmış olmasına rağmen mevzuata çok hakim değil. Diğer iki ayrı başkan yardımcısı Yavuz Alçı ve Tan Kıroğlu da belediyecilik sistemini yeni öğreniyor. Dolayısıyla bu işi en iyi bilen isim olan Emine Tarin böyle bir sahteciliğe nasıl göz yumuyor?

Türk Ceza Kanunu’nın 262. maddesi, “kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi” durumunda hükmedilecek olan cezayı düzenliyor.

TCK Madde 262- (1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu halde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

Emine Tarin’in bunu bilmemesi mümkün değil…

Peki niçin usulsüz işin içerisinde dahil oluyor?

Konuyu buradan Silivri Kaymakamı Tolga Toğan ve İstanbul Valisi Davut Gül’ün dikkatine sunuyorum…