Şarkıcılar ayağını denk alacak

Yaz ayları sebebiyle Silivri'de ve bölgemizde düzenlenen festivaller kapsamında tanınmış birçok sanatçıyı dinleme fırsatı buluyoruz. Daha geçtiğimiz hafta sonu arka arkaya Hadise, Edip Akbayram ve Sıla'nın ağzından birbirinden güzel şarkıları dinledik.

Yaz ayları sebebiyle Silivri'de ve bölgemizde düzenlenen festivaller kapsamında tanınmış birçok sanatçıyı dinleme fırsatı buluyoruz.

Daha geçtiğimiz hafta sonu arka arkaya Hadise, Edip Akbayram ve Sıla'nın ağzından birbirinden güzel şarkıları dinledik.

Tabi bu düzeyde sanatçıları dinleyebilmek biz gazeteciler için bazı zorlukları da beraberinde getiriyor.

Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl yine 51. Silivri Yoğurt Festivali kapsamında düzenlenen Emre Aydın konserinde sanatçının (şarkıcının) ekibi tarafından fotoğraf çekmemize kısıtlama getirilmek istenmiş ve bu da ulusal basına kadar yansıyan ufak çaplı bir kriz yaşanmasına sebep olmuştu.

Bu yıl da hem Hadise hem de Sıla konserleri sırasında sanatçıların (şarkıcıların) ekibi tarafından fotoğraf ve video çekimi yapmamıza kısıtlama getirilmek istendi.

Hadise konseri sırasında fazla bir sorun çıkmadı, ancak Sıla sahnedeyken iki arkadaşımın kamerasının önüne geçilerek müdahalede bulunuldu.

Sevgili Silivrililer,

Ben işimi iyi yapan bir adamım.

Bu yaşananlardan sonra uzman hukukçularla biraraya gelerek durum değerlendirmesi yaptım.

Ne sanatçıların bu taleplerinin, ne de adamlarının  kameralarımızın önüne geçmeye kalkmasının yasal bir dayanağı olmadığını hukukçulara da teyit ettirdim.

Biz gazeteciler, kamuya açık olan alanlarda gerçekleşen her türlü faaliyeti, istediğimiz süre ile fotoğraf makinesi veya kamera ile kayıt altına alabilme hakkına sahibiz.

Bunun süresini hiç kimse kısıtlayamaz...

Eğer ki bu çalışmamız engellenmek istenirse; kolluk kuvvetlerinden, yani polis veya duruma göre jandarmadan duruma müdahale etmesini isteyebiliriz.

Dahası çalışmamızı, yani rahatça çekim yapmamızı engellemek isteyen kişi veya kişilerden şikayetçi olabiliriz.

Bu da demek oluyor ki; halk konserleri sırasında sahnedeki sanatçının adamları tarafından çekim yapmamız engellendiği anda polisi veya jandarmayı yanımıza davet ederek bu kişilerin bertaraf edilmesini isteyebiliriz.

Şimdi gelelim madalyonun öteki tarafına...

Sahneye çıkan bazı tanınmış sanatçılar (veya şarkıcılar) ilk üç şarkıdan sonra çekim yapılmasından niçin rahatsız oluyor?

Kısa adı MÜYAP olan, Müzik Yapımcıları Derneği adlı bir kuruluş var.

Sanatçılar, söz ve besteleri kendileri ait olmayıp başkalarına ait olan şarkıları seslendirdikleri zaman bu kuruluş aracılığıyla hak sahiplerine ödeme yapmak durumundalar.

Ancak bazıları, konser repertuarları arasına MÜYAP'a bildirmeden kaçak şarkı koyabiliyor.

Kaçak olarak söyledikleri şarkıların basın tarafından kayıt altına alınması halinde; ileriki günlerde meslektaşları ile mahkemelik oldukları zaman bu kayıtların hakim karşısında delil olarak kullanılmasından çekiniyorlar.

Yani problem bizden kaynaklanmıyor.

Problem kendilerinden kaynaklanıyor.

Hatırlarsanız, geçtiğimiz yıl Zülfi Livaneli Silivri'de bir konser verdi ve basının çekim yapmasından hiç rahatsız olmadı?

Niçin rahatsız olmadı?

Çünkü sahnede kendi bestelerini söylediği için kimseye hesap vermek sorunda değildi.

Bu yıl Edip Akbayram geldi ve basının çekim yapmasından hiçbir şekilde rahatsız olmadı.

Niçin rahatsız olmadı?

Çünkü kendi bestelerini veya anonimleştiği için telif hakkı sorunu olmayan şarkıları söyledi.

Neymiş efendim, çekim yaparsak sanatçı sahneden inermiş...

Sıkıysa insin...

Eğer inerse; hizmet alan konumundaki Silivri Belediyesi'ne tazminat öder.

Benzer bir olay Büyükçekmece'de yaşanmış ve çekim yapılmasına kızan sanatçı (şarkıcı) sahneden inmiş.

Büyükçekmece Belediyesi hemen şarkıcıya ve organizasyon şirketine tazminat davası açsın.

Velhasıl kelam şuraya gelmek istiyorum...

Bazı kişiler galiba gazetecileri cahil insanlar olarak görüyor.

Hepimiz yasal haklarımızın farkındayız. Özgürlük alanımıza yapılacak olan müdahalelerde; aynı banka avukatları gibi hareket ederek o müdahaleyi yapanın başına bela oluruz.

Yereliyle, ulusalıyla; gazetecilerin karşısına çıkarken herkes ayağını denk alsın...

Benden söylemesi...