Bugün gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun katledilmesinin 32. yıldönümü…
Şimdi size Uğur Mumcu’nun neden öldürüldüğünü becerebildiğim kadarıyla anlatmak istiyorum.
Aslında her şey bir bütün… Olaylar birbirinden ayrılmıyor… Yani Uğur Mumcu’nun öldürülmesi, bugün yaşadıklarımız ile de bir şekilde bağlantılı.
Dünyada iki büyük bela var. Bunlardan biri emperyalizm, diğeri de siyonizm…
Birinci Dünya Savaşı sonlarına gidiyoruz… Dünyayı yöneten ve şekillendiren emperyalist güçlerin ülkemiz ile ilgili planı bugünkünden çok daha farklıydı. Yıkılmış olan Osmanlı’dan geriye kalan kalıntılar küçük bir Ortadoğu ülkesi haline getirilecek, halk din baskısı ile cahil bırakılacak; yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız da emperyalist ülkelerin menfaatleri doğrultusunda sömürülecekti.
İşte bu noktada Mustafa Kemal (Atatürk) ortaya çıktı ve planı bozarak çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturdu.
Atatürkçü ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti emperyalist güçlerin hoşuna gitmemişti… Yeniden plan yapıldı... Türkiye (yakın tarihten örnek vermek gerekirse İran ve Afganistan örneğinde olduğu gibi) yine onların istediği noktaya dönüştürülecekti. Ama bunun sağlanabilmesi için öncelikle halkın Atatürk’ten ve fikirlerinden uzaklaştırılması gerekiyordu…
Uzun vadeli ve çok ayrıntılı bir plan hazırlandı… Plan uygulamaya konuldu ve hiç acele etmeden adım adım uygulanmaya başladı. Ancak ülkenin aydınları bu planı sezinleyerek itiraz ediyordu. Ve bu aydınların bir şekilde susturulması, mümkün olamıyorsa da ortadan kaldırılmaları gerekiyordu. Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu da bu aydınların önde gelenleri arasındaydı. Fethullah Gülen gibi Müslüman maskesi altındaki görevlileri; görevleri ile birlikte teşhir edecek yazılar yazıyor, toplumu uyandırıyor, uygulanacak olan planı sekteye uğratıyordu.
Ve 24 Ocak 1993 günü Ankara Rüzgârlı Sokak’ta park etmiş bulunan aracına yerleştirilen patlayıcı ile ortadan kaldırıldı.
Uğur Mumcu; sadece basın şehidi değil, bu ülkenin kurtuluş mücadelesi şehididir…