Utanıyoruz !!!

Bu Pazar gününde siz değerli okuyucularımla biraz dertleşmek istiyorum…

Gazetecilik; belirli kültür düzeyi ile yapılacak bir meslektir. Oturmayı, kalkmayı, çatal bıçak tutmayı, insanlarla konuşmayı bilmeyen kimseler yapmaya kalktığı zaman son derece acınacak manzaralar ortaya çıkıyor.

Adam zır cahil; cümle kuramıyor ama gazetecilik yapıyor…

Adam af edersiniz dileniyor; evet bildiğiniz dilenci gibi avuç açarak dileniyor; ama toplumda “gazeteci” olarak biliniyor..

Örneğin:

Herkese mesaj göndererek para istiyor.

Yani bildiğiniz dileniyor…

Üstelik kendisindeki listeye göre (örneğin belediye meclis üyelerine) bu mesajları toplu gönderiyor. Meclis üyeleri o sırada tesadüf bir arada olunca herkes telefonu birbirine gösteriyor. Ve salonda “aynısı bana da geldi” türünden konuşmalar yapılıyor.

Şimdi normal şartlar altında belediye zabıtasının bu arkadaşa işlem yapması; kolundan tutarak dilenci kampına götürmesi lazım.

Ama arkadaş “gazeteci” (!) olarak biliniyor…

Bir başka örnek:

Yine bir başkası Silivri’de ismi bende saklı olan bir ekmek fırınına gidiyor. Ekmek alıyor; parasını vermiyor. Fırındaki görevliye “ben gazeteciyim” diyor.

Bir gün, iki gün bu şekilde devam ediyor… Üçüncü gün olay fırın sahibinin kulağına gidiyor ve bu adamı karşısına alarak, aynen “şimdiye kadar aldığın ekmekler bizden olsun. Bir daha bu fırına gelme” diyor.

Ve bu şahıs da ne yazık ki toplantılarda basın masasında bizim yanımızda oturuyor…

Bunun gibi daha neler var…

İşte bu tipler yüzünden Silivri’deki gazeteciler hak ettikleri saygınlığa sahip olamıyor.

Rezil oluyoruz…

Kepaze oluyoruz…

Utanıyoruz…

Toplumdaki sosyal statümüz bozuluyor…

Bu nedenle herkesten rica ediyorum:

Lütfen bunlara "gazeteci" veya "basın mensubu", "medya mensubu" falan demeyin.

Bunlara "dilenci" deyin, "üçkağıtçı" deyin, "meczup" deyin...

Ama lütfen, ne olursunuz "gazeteci" demeyin...

Çünkü gazeteci değiller...