Sevgili Silivrililer,

Doğduğum günden beri, kendimi bildim bileli yaramazlık yaparım.

43 yaşındayım hala yaramazlık yapıyorum.

Allah ömür verir de 93’ümü görürsem yemin ediyorum gücüm ve takatim kalırsa yine yaramazlık yapacağım…
 

Siz bırakın yaramazlık yapanları da asıl “efendi” insanlardan korkun.

Hayatta kimden kötülük gördüyseniz şöyle bir gözünüzün önüne getirin.

Kesin efendi bir insandır.

Niçin?

Çünkü efendi görünüşlü insanlar sinsi olur…

Yaramazın içi ve dışı birdir…

Öbürü ise akrep gibidir...
 

Gelelim yaramazlık meselesine…

Gazeteci “haşarı” olur…

Her şeye burnunu sokar…

Ortalığı karıştırmaktan keyif alır…

Öyle her önüne gelene “peki ağabey” çekmez…

Yeri gelir bazılarına dayılanır…

Gazeteci erkek olur, erkek…

Allah’ın vermiş olduğu cinsiyet kadın bile olsa ruhu erkek olur…

Öyle kadın meslektaşlarım var ki; görünüşü erkek zannedilen nicelerine adamlığın nasıl olduğunu öğretir…
 

Gelelim, efendi ve boynu bükük görünüşlü olanlara…

Lütfen bu insanları gazeteci (!) olarak kabul etmeyin.

Bunlar gazeteci değil…

Peki ne?

İşletmeci…

Sadece işletmeci…

Aynı dilenci gibi boyunlarını bükerek toplumu kandırıyorlar.

Bugün internet haber sitesi işletir, yarın bakar ki para kazanamamaya başladı; gider başka bir şey işletmeye başlar.

Çünkü bu insanların ruhunda gazetecilik yoktur…
 
 
Siz, Sevgili okuyucularım,

Siz Sevgili Çok Değerli Silivrililer,

Bilgisayarınızda Silivri’ye yayın yapan bir internet haber sitesini açtığınız zaman her önüne gelene mavi boncuk dağıtan, istisnasız herkesle iyi geçinen; iyiyle de iyi geçinen, kötüyle de iyi geçinen, topluma zarar verenle de iyi geçinen bir gazetecinin haberlerini, yazılarını okumaktan sıkılmaz mısınız?

Böyle gazeteci olur mu?

Bana göre olmaz…

Olsa olsa soytarı olur…

Görünüşü efendidir…

Ama ruhu soytarıdır…

Verin eline üç kuruşluk reklam; hemen önünüzde boynunu eğip “ağabeeeeeyy” demeye başlar…

Maymuna da muz verince önünüzde takla atıyor…

Ne farkı kaldı…